I.MEŞRUTİYET (1876)
Tanzimat ve Islahat Fermanları ile alınan tedbirlere rağmen ülkedeki sıkıntılar giderilememiştir.Diğer taraftan Avrupa devletlerinden alınan borçlar ödenememiş devlet iflasa sürüklenmişti.Avrupa!da eğitim gören aydınlar halkın yönetime katılması ile sıkıntıların sona ereceğini düşünüyorlardı.(Genç Osmanlılar)
Sultan Abdülaziz’in Meşrutiyet’e geçiş konusundaki isteksizliği tahttan indirilmesine neden oldu.Yerine geçen V.Murat ise sağlık sorunları sebebiyle bu mevkide fazla kalamadı.Meşrutiyet’i ilan edeceğine dair söz veren II.Abdulhamit padişah oldu ve Meşrutiyet’i ilan etti (1876)
Kanun-i Esasi (Anayasa) ilan edildi.Osmanlı Parlamentosu açıldı.Parlamento iki bölümden oluşuyordu.Üyeleri halk tarafından seçilen Meclis-i Mebusan ve üyeleri padişah tarafından seçilen Meclis-i Ayan.
UYARI:Osmanlı Devleti’nin bütünlüğünü korumak için ilan edilen Kanun_i Esasi ile,Osmanlı Devleti’nin yönetim biçiminde değişiklik olmuştur.
UYARI:Kanun-i Esasi ile ilk kez Anayasal Devlet düzenine geçilmiş oldu.
UYARI:Halkın sınırlı da olsa ilk defa yönetime katılma imkanını bulması Meşrutiyet’in ilanı ile gerçekleşti.
II.Abdulhamit,93 Harbini gerekçe göstererek Meclis-i Mebusan’ı kapatmış Kanun-i Esasi’yi askıya almıştır.
I.Meşrutiyet’in sona ermesinden II.Meşrutiyet’in ilanına kadar geçen döneme İstibdat (Baskı) dönemi denilir.
II. MEŞRUTİYET (23 Temmuz 1908)
İlan sebebi:
· 1908 Reval görüşmeleri ve dış baskılar
· İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin çalışmaları
· Makedonya’daki subayların idareye karşı olan güvensizlikleri sonucu çıkan ayaklanmalar
· II. Abdülhamid’in baskıcı yönetimi
İttihat ve Terakki Cemiyetine mensup subaylar Makedonya’da isyan ederek Meşrutiyet’in ilan edilmesini istediler. Bu baskılar karşısında II. Abdülhamit Anayasayı yürürlüğe koydu.
UYARI: II:Meşrutiyet’in ilanı sırasında meydana gelen karışıklıklardan yararlanarak:
a)Bulgaristan bağımsızlığını ilan etti.
b)Avusturya-Macaristan,Bosna-Hersek’i topraklarına kattığını ilan etti.
c)Yunanistan Girit’i topraklarına kattığını ilan etti.
Yürürlüğe konulan Anayasada şu değişiklikler yapıldı:
—Padişahın sürgün yetkisi ile meclisi açma-kapama yetkisi kaldırıldı.
—Hükümet, Meclise karşı sorumlu tutuldu.
—Antlaşmaların yürürlüğe girebilmesi için Meclisin onaylaması şartı getirildi.
—Hükümet üyelerini seçme yetkisi Sadrazama verildi.
—Bireylere dernek kurma hakkı verildi.
—Sansür kaldırıldı.
31 MART VAKASI (13 Nisan 1909)
Meşrutiyet’i korumak üzere İstanbul'a getirilen askerler, bir süre sonra “şeriat isteriz” diyerek ayaklandılar. Halktan destek alan bu isyancıları, Selanik’ten getirilen Mahmut Şevket Paşa komutasındaki “Hareket Ordusu” dağıttı. Mustafa Kemal bu ordu içerisinde Kolağası (Kurmay Yüzbaşı)olarak görev yapmaktaydı.
İsyanın bastırılmasından sonra II. Abdülhamit tahttan indirildi. Yerine V. Mehmed Reşad tahta çıkarıldı.
UYARI:Rejime karşı çıkan bir ayaklanma olması açısından Cumhuriyet dönemindeki Şeyh Sait ve Menemen ayaklanmaları ile benzerlik gösterir.
UYARI:Osmanlı tarihinde yönetim biçimini değiştirmeye yönelik ilk ayaklanma özelliğini taşır.
II.MEŞRUTİYET DEVRİ ISLAHATLARI
- Kanuni Esasi yürürlüğe konularak halkın yönetime katılması sağlandı.
- Siyasi partiler kuruldu.
- Kızlar için Darül Fünun kuruldu.
- İslam eserleri müzesi kuruldu.
- Türkçülük ve Türkçecilik ile milli edebiyat akımı gelişti.
- 1913 yılında Kiliseler Kanunu çıkarıldı.
- Aile Hukuku kararnamesi yayınlandı. (ancak bir süre sonra yürürlükten kaldırıldı.)
- Ticarette önemli bir yeri olan Loncalar 1912 yılında kaldırıldı. Bunların yerini 1860 yılından beri faaliyet gösteren şirketler aldı.
- Sanayi alanında (çini,cam,deri, pamuk, halı, kumaş ve kağıt) fabrikalar kuruldu.
OSMANLI- ALMAN YAKINLAŞMASININ SEBEPLERİ:
Berlin Antlaşmasında İngiltere ve Fransa’nın Osmanlı Devleti aleyhinde tutum sergilemeleri ve topraklarını işgal etmeleri, bu devletlere güvenilmeyeceğini gösteriyordu. Berlin Antlaşması ile Osmanlı Devletine yakınlık gösteren Almanya, İngiltere, Fransa ve Rusya karşısında dostumuz olmaya başladı. Almanya da Ortadoğu’ya uzanabilmek için Osmanlı Devletine yardım eder gözüküyordu. Osmanlı Devletindeki İngiliz, Fransız uzmanların yerini Alman uzmanlar almaya başladı. Osmanlı-Alman yakınlaşması İngiltere'yi telaşlandırdı. Osmanlı Devletini korumaya yönelik geleneksel politikasını değiştiren İngiltere 1908 Reval görüşmeleri ile Rusları Balkanlar ve Boğazlar üzerinde serbest bıraktı.
TRABLUSGARP SAVAŞI
Savaşın sebepleri:
1-İtalya’nın gelişmekte olan sanayisi için hammadde ve Pazar arayışı.
Açıklama: Birliğini geç tamamlayan İtalya sömürgecilik yarışında geç kalmıştır. 1896’da Habeşistan’a saldırdıysa da; İtalya’nın bu saldırısı başarısızlıkla sonuçlanmıştır.
2-Trablusgarp’ın İtalya’ya yakın olması
3-Osmanlı Devleti’nin Libya’yı(Trablusgarp) savunacak gücünün olmaması
Açıklama: Osmanlı Devleti Trablusgarp’a karadan yardım edemezdi; çünkü Mısır, İtalya’nın Trablusgarp’ı işgalini onaylayan İngiltere’nin elindeydi. Donanmasının güçsüzlüğünden dolayı da Osmanlı Devleti Trablusgarp’a denizden yardım edemezdi.
4-İtalya’nın, Trablusgarp’ın işgali için, Avrupa devletlerinin onayını alması
Açıklama: Fransa, 1900’de,Fas’ı almasına yardımcı olduğu takdirde Trablusgarp’ı İtalya’nın işgal etmesine razı olabileceğini açıkladı. 1902’de ise Avusturya Bosna-Hersek üzerindeki emellerini İtalya’ya kabul ettirdiği için; İtalya’nın Trablusgarp’a yönelik olan emellerini kabul etti. Fransa’nın işgali altındaki Tunus ile kendi işgali altındaki Mısır arasında Trablusgarp’ı tampon bölge olarak gören ve İtalya’yı bloklaşmada yanında tutmak isteyen İngiltere de İtalya’nın Trablusgarp’a yönelik emellerini olumlu karşıladı. İtalya’nın Rusya’nın Boğazlara yönelik olan planlarını desteklemesinden dolayı; Rusya da İtalya’nın Trablusgarp’a yönelik olan emellerini onayladı. Almanya ise oluşan bloklaşma hareketinde İtalya’yı kaybetmek istemediğinden dolayı İtalya’nın Trablusgarp’a yönelik olan emellerini kabul etti.
5-İtalya’nın Habeşistan’daki başarısızlığını telafi etmek istemesi
Büyük devletlerle gizli görüşmeler yaparak Trablusgarp’ı ele geçirme serbestliği elde eden İtalya, haklı bir gerekçe göstermeden 28 Eylül 1911’de Trablusgarp üzerine harekete geçti. Osmanlı bölgeyi savunabilecek durumda olmadığından dolayı bir grup vatan sever subay (M. Kemal, Enver Paşa, Nuri Conker, Ali Çetinkaya, Fethi Okyar), halkı teşkilatlandırmak için Trablusgarp’a gitti. Bölgeye giden subaylardan Mustafa Kemal Derne ve Tobruk’u teşkilatlandırırken; Enver Paşa Bingazi’yi teşkilatlandırdı. Teşkilatlanmış olan asker ve halk karşısında İtalyanlar başarısız duruma düştüler. İtalya Trablusgarp’ta başarılı olamayacağını anlayınca; Osmanlı’yı barışa zorlamak için On İki Ada’yı işgal etmiştir. Osmanlı bu durum karşısında barışa yanaşmamıştır. Fakat, 8 Ekim 1912’de Balkan Devletleri Osmanlı’ya saldırınca; Osmanlı İtalya ile Uşi Antlaşmasını imzalamak zorunda kalmıştır.
UŞİ ANLAŞMASI
1-Trablusgarp İtalyanlara verilecek.
2-On İki Ada, Yunan işgali ihtimaline binaen, ge-çici olarak, İtalyanlara bırakılacak.
Açıklama: Balkan Savaşlarından sonra I. Dünya Savaşının başlaması On İki Ada meselesini küllendirdi. Savaş esnasında ise İtilaf Devletleri gizli anlaşmalarla On İki Ada’yı İtalya’ya bıraktılar. Lozan Antlaşması ile adalara resmen sahip olan İtalya II. Dünya Savaşından sonra ise bölgeyi Yunanistan’a bıraktı.
Uyarı: On İki Ada meselesi Balkan Savaşları esnasında gündeme gelmemiştir.
3-İtalya Osmanlı Devletine kapitülasyonların kaldırılması konusunda destek verecek.
4-Trablusgarp dini bakımdan halifeye bağlı kalacak.(Böylelikle Osmanlı Devleti Trablusgarp halkıyla olan dini-kültürel bağını sürdürmeyi hedeflemiştir.)
TRABLUSGARP SAVAŞININ SONUÇLARI
1-İtalyanlar Trablusgarp’ı ele geçiremeyince Osmanlı Devleti’ni barışa zorlamak için On İki adayı işgal etti.
2-Balkan Savaşı’nın başlaması üzerine Osmanlı Devleti İtalya ile anlaşma yapmak zorunda kaldı.
3-Osmanlı Devleti Kuzey Afrika’daki son toprak parçasını İtalya’ya verdi. (Osmanlı Devleti’nin Afrika Kıtası’ndaki varlığı sona erdi)
4-Mustafa Kemal Paşa Trablusgarp’ta kazandığı başarılar(Derne-Tobruk) sonucu binbaşı oldu.
5-Kuzey Afrika’da İtalyan sömürgesi başladı
6-On İki Ada fiilen Osmanlı’nın elinden çıktı.
7-İtalyanlar ilk defa Ege Denizi’ne yerleşti.
8-Balkan devletlerinin Osmanlı üzerine harekete geçişi kolaylaştı
9-İttihat ve Terakki Partisi prestij kaybetti.
NOT: Mustafa Kemal ilk defa sömürgeciliğe karşı savaştı.
NOT: Uşi İsviçre’de bir kenttir.
I.BALKAN SAVAŞI (1912-1913)
SEBEPLERİ
1-Rusya’nın Balkanlarda takip ettiği Panslavist politika
2-Balkanlardaki gelişmelerin, Osmanlı tarafından, takip edilememesi
3-Fransız ihtilalinin etkisi (Milliyetçilik ve bağımsızlık)
4-Türklerin Balkanlardan tamamen atılmak istenmesi
Açıklama:Savaş başlamadan önce; Arnavutluk, Makedonya, Selanik ve Yanya Osmanlı’nın elindeydi.
5-Trablusgarp Savaşı esnasında, Osmanlı Devleti’nin güçsüz olduğunun anlaşılması
6-Kiliseler sorununun Balkan devletlerinin lehine sonuçlanması
7-Balkan devletlerinin Osmanlı’ya karşı ittifak kurmaları
8-İngiltere’nin, 1908’de Estonya’nın başkenti Reval’de yapılan görüşmeler sonucunda, Rusya’yı Balkan politikasında serbest bırakması
Karadağ, Bulgaristan, Sırbistan ve Yunanistan Osmanlı Devleti’ne karşı savaştılar(Bu devletlerin Bulgaristan önderliğinde birleşip; Osmanlı’ya sal-dırmasında Rusya etkili oldu. Savaş 8Ekim 1912’de Karadağ’ın Osmanlı topraklarına saldırması ile başladı. Bulgarlar Çatalca’ya kadar gelmeyi başarırken;Rauf Orbay’ın Hamidiye Kruvazörü ile yaptığı başarılı mücadelelere rağmen Yunanlılar Ege Adalarını işgal etmeyi başarmıştır.)
Osmanlı Devleti bütün cephelerde yenilerek Çatalca’ya kadar geriledi
BAŞARISIZLIĞIN NEDENLERİ
1-Ordunun siyasete karışması
2-Savaştan önce askerlerin bir bölümünün terhis edilmesi 3-Ordunun savaşa hazır olmaması
4-Osmanlı donanmasının yetersiz olması
5-Avrupa devletlerinin Balkan uluslarını desteklemesi
6-İngiltere, Fransa ve Rusya’nın Balkan sınırlarının değişmeyeceğine dair verdikleri teminata güvenen Osmanlı’nın Balkanlar’da gelişen olayları takip etmemesi.
7-Balkan devletlerinin birlikte hareket etmesi
8-Balkan devletlerinin ulaşım ve iletişim imkanlarını etkisiz hale getirmelerinden dolayı Osmanlı ordusunda iletişim ve ulaşım bozukluğu olması.
9-Osmanlı’nın siyasal yalnızlık içinde olması.
LONDRA ANLAŞMASI (30 Mayıs 1913)
1-Midye-Enez çizgisinin batısındaki topraklar Bal-kan devletlerine bırakıldı(Osmanlı, Gelibolu Yarı-madası hariç olmak üzere, Doğu Trakya ve Balkan topraklarının tamamını kaybetti.)
2-Ege adalarının durumu ve Arnavutluğun sınır durumu büyük devletlerin kararına bırakıldı
Açıklama: Ege Adaları fiilen elden çıkmıştır. I. Dünya Savaşı başlayınca; Ege Adaları meselesi askıya alınmış; Lozan Antlaşması ile Ege Adaları resmen Yunanistan’a verilmiştir.
I.BALKAN SAVAŞLARININ SONUÇLARI
1-Osmanlı Devleti’nin Balkanlar’daki varlığı tamamen sona erdi.
2-Edirne ve Kırklareli Bulgaristan’a bırakıldı
3-Gökçe Ada ve Bozca Ada hariç, Ege Adaları fiilen elden çıktı
4-28 Kasım 1912’de, Arnavutluk, bağımsızlığını i-lan etti. Bu durum İslamcılık politikasını da olumsuz etkiledi. (Osmanlı Devleti’nden ayrılan son Balkan devleti Arnavutluktur.)
5-İttihat ve Terakki Partisi, 23 Ocak 1913’de düzenlediği Bab-ı Âli Baskını sonucunda hükümeti tam olarak ele geçirdi. (Bu partinin resmî iktidar dönemi başladı.)
Açıklama:İttihat ve Terakki Partisi 1889’da kuru-lan II. Meşrutiyetin ilanında etkili olan, 31 Mart Olayından itibaren yönetimde etkili olmaya başla-yan, II. Meşrutiyet Döneminde Türkçülüğü devle-tin siyasi düşüncesi haline getiren, Osmanlı Devle-tini I. Dünya Savaşına sokan bir partidir.
6-Mustafa Kemal’in ordunun siyasete girmemesi şeklindeki görüşünün doğruluğu ispatlandı.
7-Bulgaristan Ege Denizi’ne ulaşmıştır.
8-Balkan devletleri arasındaki anlaşmazlık sonu-cunda II. Balkan Savaşı çıkmıştır.
9-Balkanlar’dan Anadolu’ya göç başladı
10-Mustafa Kemal siyaseti bırakmıştır.
Açıklamalar
1-I. Balkan Savaşında İstanbul tehdit altına girmiştir
2-Londra Antlaşması II. Balkan Savaşı’nın çıkması üzerine yürürlükten kalkmıştır.
II.BALKAN SAVAŞI
SEBEPLERİ:
1-Bulgaristan’ın I. Balkan Savaşı sonucunda en büyük payı alması (Özellikle Makedonya üzerindeki anlaşmazlıklar) ve Ege Denizine ulaşmasından dolayı Balkan devletlerinin aralarında anlaşmazlığa düşmesi.
2-Bulgaristan’ın Ege Denizi’ne kadar genişlemesini Yunanistan’ın uygun görmeyişi.
3-Osmanlı Devleti’nin bölgeden çekilmesiyle meydana gelen otorite boşluğu
Yunanistan’ın çalışmaları sonucunda Sırbistan, Karadağ ve Romanya Bulgaristan’a karşı birleş-miştir. Bulgaristan’ın zor durumda olduğunu gören Enver Paşa harekete geçerek, Edirne ve Kırk-lareli’ni Bulgarlardan almıştır.
II. Balkan Savaşı sonucunda Bulgaristan yenildi.
II.BALKAN SAVAŞINI BİTİREN ANLAŞMALAR
1-Bükreş Antlaşması (10 Ağustos 1913):
Balkan devletleri arasında yapıldı.
AÇIKLAMALAR:
1-Bulgaristan I. Balkan Savaşı’nda aldığı toprakların büyük bir kısmını kaybetti.
2-Bükreş Antlaşması Balkanlarda huzuru sağlayamadı.
3-Bu antlaşmaya Osmanlı Devleti katılmadı.
4-Bulgaristan Ege Denizi ile bağlantısını devam ettirdi.
2-İstanbul Antlaşması (29 Eylül 1913)
İstanbul Antlaşması Osmanlı Devleti ile Bulgaristan arasında imzalandı.
1-Meriç nehri iki ülke arasında sınır kabul edildi.
2-Edirne, Kırklareli Dimetoka ve Kırkağaç Osmanlı Devletinde kaldı.
3-Bulgaristan’daki Türklerin yasal hakları garanti altına alındı.
4-Bulgaristan’daki Türklerin; isterlerse dört yıl içerisinde Türkiye’ ye göç edebilecekleri karalaştırıldı.
AÇIKLAMALAR:
1-Bulgaristan’ın Ege Denizi ile bağlantısı kesilmedi.
2-Bu günkü Türk-Bulgar sınırı yaklaşık olarak çizildi.
3-Osmanlı Devleti I. Dünya Savaşı öncesinde; savaş esnasında Bulgaristan üzerinden Almanya ile kara bağlantısı kurabilmek için Dimetoka’yı Bulgaristan’a bıraktı.
UYARI:Bu anlaşmayla Bulgaristan’da yaşayan Türkler azınlık statüsüne düşmüştür.
3-Atina Antlaşması (14 kasım 1913):
Atina Antlaşması Osmanlı Devleti ile Yunanistan arasında imzalandı.
1-Yunanistan’daki Türklerin hakları güvence altına alındı.
2-Yanya, Girit ve Selanik Yunanistan’a bırakıldı.
3-Ege Adalarının durumu büyük devletlerin kararına bırakıldı.
NOT:Büyük devletler 16 Kasım 1913’te aldıkları karar ile İmroz, Bozcaada ve Meis dışındaki Ege Adalarını Yunanistan’a, On İki Adayı da İtalyanlara verdiler.
II. BALKAN SAVAŞININ SONUÇLARI
AÇIKLAMALAR:
1-İttihat ve Terakki Partisi savaştan sonra; orduyu, gençleştirmek ve Almanya’dan subaylar getirerek modernize etmek için harekete geçtiyse de; I. Dünya savaşı başladığı için İttihat ve Terakki Partisinin düşüncesi sonuçsuz kaldı.
2-Mustafa Kemal Edirne’nin kurtuluşuna katılmıştır
3-Arnavutluk Balkan Savaşlarına katılmamıştır
4-Balkan Savaşlarından sonra Balkanlarda Rusya, Osmanlı yerine Avusturya ile karşı karşıya geldi
5-Osmanlı’nın Almanya’dan faydalanarak orduyu ıslah etmek istemesi Osmanlı ile Almanya’yı birbirine daha fazla yaklaştırmıştır.
6-Türk ordusu II. Balkan Savaşında sadece Bulgaristan ile savaşmıştır
7-II.Balkan Savaşı esnasında Avrupalı devletlerin tepkisinden çekindiği için Osmanlı ordusu Meriç’in batısına geçmemiştir.
8- Balkan Savaşları Osmanlı’nın I. Dünya Savaşına girmesinde etkili olmuştur.
I.DÜNYA SAVAŞI (1914-1918)
I.DÜNYA SAVAŞI’NIN GENEL SEBEPLERİ
DEVLETLERARASI BLOKLAŞMAYA YOL AÇAN GELİŞMELER
Özel sebepler arasında en etkili sebep bu sebeptir. Sömürgeleri kendi topraklarının 104 katına çıkan İngiltere, Almanya’yı sömürgeleri için bir tehdit unsuru olarak görüyordu. Almanya’nın İngiltere aleyhine büyümek istemesine rağmen; İngiltere mevcut durumunu korumak istiyordu.
Almanya 1871 yılında, taş kömürü yönünden zengin olan Alses Loren’i Sedan Savaşı ile Fransa’dan almıştı.
I.Dünya savaşının başlamasıyla Japonya da savaşa girmiş; Uzak doğudaki Alman sömürgelerini ele geçirerek kısa süre içinde amacına ulaşmış ve savaştan çekilmiştir.
ALMANYA’NIN OSMANLI DEVLETİ’Nİ KENDİ YANINDA SAVAŞA SOKMAK İSTEMESİNİN SEBEPLERİ
1.Yeni cephelerin açılmasını sağlayarak savaşın kendi üzerindeki yükünü hafifletmek
2.Osmanlı Devleti’nin jeopolitik konumundan yararlanmak
3.Halifeliğin siyasi ve dini gücünden yararlanarak İngiltere’yi sömürgelerinde zor durumda bırakmak
4.Osmanlı Devleti’nin,Ortadoğu’daki petrol yatakları gibi zengin hammadde kaynaklarından yararlanmak
5.Osmanlı’nın askeri gücünden yararlanmak
OSMANLI DEVLETİ’NİN SAVAŞA GİRME NEDENLERİ
1-Son dönemlerde kaybettiği toprakları geri almak.
2-İttihat ve Terakki Partisi’nin Pantürkizm düşüncesiyle hareket etmesi
3.Enver Paşa’nın aşırı Alman hayranlığı ve Almanya’nın savaşı kazanacağı inancı
4.Savaş sonunda güçlü Almanya ile birlikte hareket ederek Avrupa siyasetinde söz sahibi olma düşüncesi.
5.19.Yüzyıldan itibaren İngiltere ve Fransa’nın Osmanlılara karşı izledikleri politikanın Osmanlılara güven vermemesi
OSMANLI DEVLETİ’NİN SAVAŞA GİRMESİ
İngilizlerden kaçan Goben ve Breslav adlı Alman gemileri Osmanlı Devletine sığınmıştır. Osmanlı Devleti bu gemileri satın aldığını açıklamış ve gemilere Yavuz ve Midilli isimlerini vermiştir. Ancak bu gemilerin Rusya’nın Sivastopol ve Odesa limanlarını bombalamaları üzerine Osmanlı Devleti savaşa girmek zorunda kalmıştır. Rusya,İngiltere ve Fransa Osmanlı devletine savaş açınca; Osmanlı Devleti de 14 Kasım 1914’tde Kutsal Cihat ilan etmiştir.
OSMANLI DEVLETİ’NİN SAVAŞA GİRMESİ ŞU GELİŞMELERE YOL AÇTI
1-Yeni cepheler açılmıştır.
2-Savaş daha geniş alana yayılmış ve uzamıştır.
3-Almanya ve müttefikleri avantaj sağlamıştır.
4-İngiltere Kıbrıs’ı kendi topraklarına kattığını açıklamıştır.
5-Savaş Orta Doğuya kaymıştır.
6-Almanya Avrupa’da rahatlamıştır.
7-Gizli antlaşmalar gündeme gelmiştir.
8-İngiliz sömürge yolları tehlike altına girmiştir.
9-Rusya’nın İtilaf devletleri ile bağlantısı zedelenmiştir.
Trablusgarp ve Balkan savaşlarından yıpranmış olarak çıkan Osmanlı Devleti savaşın başında tarafsızlığını ilan etmiş,Boğazları kapatmış, seferberlik ilan etmiş(Seferberlik ilanı devletin savaşa gireceğinin bir habercisidir.) ve kapitülasyonları da tek taraflı olarak kaldırmış; ayrıca meclisi tatil etmiştir.
Kapitülasyonların kaldırılmasına en büyük tepki Almanya ve Avusturya-Macaristan’dan gelmiştir. İtilaf Devletleri Osmanlı Devleti’nin ittifak tekliflerini kabul etmedikleri gibi kapitülasyonların kaldırılmasına da önemli bir tepkide bulunmamıştır.
İttifak teklifi İngiltere ve Fransa tarafından reddedilen Osmanlı Devleti Almanya’ya daha fazla yakınlaşmıştır. Almanya da bu durumu değerlendirerek Osmanlı’yı kendi yanına çekme gayretini artırmıştır.
Savaş başladıktan sonra İngilizlerin önünden kaçan Goben ve Breslav isimli Alman gemilerini Osmanlı; uluslararası hukuka aykırı olmasına rağmen, Marmara’ya aldı. Bu gemilerin İngilizlerin Osmanlı’dan parasını aldığı halde, Osmanlı siparişi olan Sultan Osman ve Reşadiye gemilerine karşılık satın alındığı bildirildi. 11 Ağustos 1914’de meydana gelen bu olay halka da kabul ettirildi. Fakat halk devletin savaşa gireceğinden habersizdi.
Yavuz ve Midilli adları verilerek Türk bayrağı çekilmiş olan Alman gemileri, Enver Paşanın emri ile Alman komutan Amiral Souchon komutasında Kara Deniz’e çıkarıldı. Bu gemiler 28-29 Ekim 1914 gecesi Rusya’nın Odesa ve Sivastopol limanlarını bombaladılar. Rusya bunun üzerine Osmanlı’ya 1 kasım 1914’de savaş ilan etti. Resmi tarafsızlığını 12 Kasım 1914’e kadar koruyan Osmanlı; bu tarihte Rusya’ya savaş ilan etti.
OSMANLI DEVLETİ’NİN SAVAŞTIĞI CEPHELER
KAFKASYA CEPHESİ
Cephenin Açılma Sebepleri:
1-Başlamış olan Rus taarruzunu durdurmak
2-Bakü petrol bölgelerini el geçirme düşüncesi
3-Orta Asya Türk dünyası ile irtibatlaşarak Rusya’yı zor duruma düşürmek
1 Kasımda harekete geçmiş olan Rus birliklerine karşı Osmanlı 22 Aralıkta harekete geçti. Osmanlı’nın Ruslar karşısında Azapköy ve Köprüköy savaşlarında kazandığı başarılar geçici oldu. Bölgeye yazlık elbiselerle gönderilen ve yardım getiren geminin Ruslar tarafından batırılmasından dolayı desteksiz kalan Osmanlı askeri Rusya’nın teknik üstünlüğü ve bölgenin ağır kış şartları karşısında büyük bir malubiyet aldı.Erzurum, Erzincan, Bitlis, Muş, Van ve Trabzon Rusların eline geçti.
Çanakkale savaşlarından sonra Kafkas cephesine atanan Mustafa Kemal Paşa 1916’da Muş ve Bitlis’i Ruslardan geri aldı.
Rusya’da Bolşevik ihtilalinin başlaması (Ekim 1917) Kafkas Cephesinde Osmanlı lehine sonuçlar ortaya çıkarmış; Ruslarla Osmanlı arasında 15 Aralık 1917’de Erzincan Mütarekesi; Ruslar ile İttifak devletleri ve Osmanlı arasında 3 Mart 1918 ise Brest-Litowsk Antlaşması imzalanmıştır.
Brest Litovsk Antlaşması(3 Aralık 1918)
Rusya Kafkas cephesini terk ederek Kars, Ardahan ve Batum’u Osmanlı’ya geri verdi.
Önemi:
1-Kafkas, Galiçya, Makedonya ve Romanya cephesi kapandı
2-Berlin Antlaşması ile kaybedilen Elviye-i Selase Rusya’dan geri alındı
3-Osmanlı askerî yönden rahatladı
4-İtilaf bloğu sarsıldı.
Açıklamalar:
1-Brest-Litowsk Antlaşmasını İtilaf Devletleri onaylamadı.
2-Ruslar Kafkaslardan çekilince; Gümrü civarında, İngilizlerin desteğiyle Ermeni Devleti kuruldu.
3-Türkler antlaşmadan sonra geçici olarak Hazar’a kadar ilerlemiştir.
4-Ruslar Elviye-i Selase’de plebisit yapılmasını istemiştir.(Halk oylaması)
Kafkas Cephesinin Özellikleri:
1-Osmanlı’nın savaştığı ilk taarruz cephesidir.
2-Osmanlı,yenildiği halde bu cephede toprak kazanmıştır.
3-Ruslar tarafından Osmanlı’ya karşı kullanılmaya çalışıldığından dolayı; bölgedeki Ermeniler 14 Mayıs 1915’de çıkarılan tehcir kanunu ile Suriye bölgesine gönderildi.
2-Kanal Cephesi:
Cephenin Açılma Sebepleri:
1-İngiltere’nin Hint sömürge yolarını kontrol altına almak.
2-Mısır’ı İngiltere’den geri almak.
3-İslam alemini İngilizlere karşı harekete geçirmek.
4-Almanya’nın telkinleri.
Cemal Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu İngilizler karşısında tutunamayarak Filistin’e çekilmiştir.
3-Irak cephesi:
Açılış Sebepleri:
1-İngilizler, Hint Deniz yolunun güvenliğini sağlayarak bölgedeki Alman tehlikesini ortadan kaldırmak istemiştir.
2-İngilizler Musul-Kerkük petrollerini ele geçirmek ve Kuzeye çıkarak Rusya’ya yardım etmek istemiştir.
3-İngilizler Almanların Orta Doğudaki etkisini kırmak istemiştir.
Cephenin Özellikleri:
1-İngilizler 24 Kasım 1915’de Ktesifon; 29 Nisan 1916’da Kutülamare’de Türklere mağlup olmuş ve İngiliz general Towsend Türklere esir olmuştur.
2-İngilizler 17 Mart 1917’de Bağdat’a girmeyi başarmıştır.
4-Çanakkale cephesi:
İtilaf devletleri tarafından açılmıştır.
Açılma nedenleri:
1-İstanbul ve boğazları ele geçirerek Osmanlı Devleti’ni saf dışı bırakmak
2-Rusya’ya askeri ve ekonomik yardım götürmek
3-Savaşı kısa zamanda sonuçlandırmak
4-Balkan uluslarını savaşın içine çekmek
5-Osmanlı ordularının Kafkas ve Kanal cephelerinden çekilmesini sağlamak
6-Balkanlarda yeni cephe açarak ittifak devletlerinin birbirine olan irtibatını zayıflatmak.
7-Rus buğdayının Avrupa’ya naklini sağlamak.
İngiliz ve Fransız donanmalarının saldırısıyla 19 Şubat 1915’te denizde başlayan savaş 18 Mart 1915’de Osmanlı’nın zaferi ile sonuçlanmış (Seddülbahir ve Kumkale başarısı); 25 Nisanda kara savaşları başladı.Seddülbahir,Anafartalar,Arıburnu,Kireçtepe ve Conkbayırı’nda yapılan savaşlar Türk ordusunun başarısı ile sonuçlandı.
Bu cephede Mustafa kemal 19. Tümen komutanı olarak görev yaptı.
Sonuçları:
1-I .Dünya Savaşı uzadı.
2-Rusya’ya yardım götürülemediğinden dolayı Rusya’da artan ekonomik kriz Bolşevik ihtilaline zemin hazırlandı.
3-İngiltere ve Fransa itibar kaybetti ve büyük zarar gördü.
4-İttifak devletleri safında Sırbistan ve Yunanistan’a karşı savaşa giren Bulgaristan Osmanlı ile Almanya arasında kara bağlantısı kurdu. (Bulgaristan Rusya’nın başarılı olarak Balkanlar’a inmesini de istemiyordu.)
5-Türk ulusunun kendine olan güveni arttı. Bu güven milli mücadeleye taşındı
6-Yaklaşık yarım milyon insan hayatını kaybetti
7-Askerlerine “Ben size Taarruzu değil ölmeyi emrediyorum”diyen 19.Tümen komutanı Mustafa kemal Paşa bu cephede kazandığı başarılarla tanınmış, generalliğe terfi etmiş ve Milli Mücadelede önder olarak kabul edilmiştir.
8-Osmanlı’nın saygınlığı arttı.
9-İngiliz ve Fransız donanmalarının da mağlup olabileceği görüldü
10-Sömürge altındaki milletler cesaretlenmiştir.
11-Yunanistan ve Romanya’nın savaşa girip girmeme konusundaki tereddütleri artmıştır.
12-İngiltere ve Fransa’nın boğazlara saldırmasını çıkarlarına uygun bulmayan Rusya’nın; boğazlar kendisine terk edilmediği takdirde Almanya ile barışacağını ileri sürerek İngiltere ve Fransa’yı tehdit etmesi, ilk defa gizli antlaşmaları gündeme getirdi.
UYARI:Osmanlı ordusunda yer alan yedek subayların bu cephede şehit düşmüş olması Cumhuriyet’in ilk yıllarında kalkınma için gerekli olan eğitilmiş insan açığının doğmasına sebep olmuştur.
Cephenin Özellikleri:
1-Osmanlı’nın zaferi ile sonuçlanan tek cephedir.
2-İstanbul’u tehdit eden tek cephedir.
3-Saldırının İstanbul’u tehdit etmesi Türk milletinin savunma azmini artırmıştır.
4-Mustafa Kemal savaş esnasında albay; savaş sonrasında ise general olmuştur.
5-Hicaz ve Yemen cephesi:
Osmanlı Devleti; bu cephede kutsal yerleri korumak için savaşmış; ancak Arapların İngilizlerle beraber hareket etmesinden dolayı başarılı olamamıştır. İngilizlerin 1917’de Akabe’yi ele geçirmeleri sonucunda bölgedeki Osmanlı hakimiyeti sona ermiştir.
Cephenin Özellikleri:
1-Araplar arasında milliyetçiliğin güçlendiği ve İslamcılığın iflas ettiği görülmüştür.
NOT
1-Fahrettin Paşanın Medine savunması meşhurdur.
2-I.Dünya Savaşından sonra Arap bölgelerinde İngiltere ve Fransa mandater sistemler kurmuştur.
6-Filistin ve Suriye cephesi:
Kanal harekatının başarısız olması üzerine karşı taarruza geçen İngilizler Kudüs’ü Osmanlı’dan almıştır. İngiliz ilerleyişi Mustafa Kemal Paşa tarafından Halep’in kuzeyinde durdurulmuştur.
Cephenin genel komutanı Alman Liman Von Sanders idi. Mondros Mütarekesi imzalanınca; Yıl-dırım Orduları Komutanlığı Liman Von Sanders’ten alınarak Mustafa Kemal’e verilmiştir. Mustafa Kemal, bundan sonra bölgede savunma tedbirleri almaya başladıysa da; İstanbul’a geri çağrılmıştır.
Cephenin Özellikleri:
1-I.Dünya savaşı esnasında Mustafa Kemal’in savaştığı son cephedir.
2-Bu cephede savaşlar sürerken, Mondros Mütarekesi imzalandı.
3-Mustafa Kemal’in mütareke sonrasında Türk ordusunu hızlı bir şekilde Anadolu’ya çekmesi, mütareke gereğince İtilaf devletlerine teslim edilmesi gereken Türk askerinin, teslim olmasını önledi; ki bu askerler Kurtuluş Savaşının askeri gücünü oluşturdu.
NOT: Bu cepheye İtalyanlar ve Fransızlar da asker göndermiştir.
7-Galiçya-Makedonya-Romanya Cephesi:
Osmanlı Devleti bu cephelerde müttefiklerine yar-dım etmek ve Makedonya üzerinden geçen ve Almanya ile kara bağlantısını sağlayan demir yolu-nun güvenliğini sağlamak için savaşmıştır.
Osmanlı bu cephelerde Rus, Sırp, Romen ve Fransız güçlerine karşı savaşmıştır. Brest Litowsk Antlaşması ile bu cephe kapanmıştır. Bu cephe Osmanlı’nın toprakları dışında savaştığı tek cephedir.
ATEŞKES ANLAŞMALARI
1-Bulgaristan : (Selanik-29 Eylül 1918)
2-Osmanlı: (Mondros-30 Ekim 1918)
3-Avusturya: (Villa gusti-3 Kasım-1918)
4-Almanya:(Redhondes-11Kasım-1918 )
BARIŞ ANLAŞMALARI
1-Versailles(Versay) (28 Haziran 1919)
Versay Antlaşması Almanya ile imzalanmıştır.
Önemi:
1-İngiltere en güçlü rakibinden kurtuldu
2-Almanya uzun süre savaşamayacak hale getirildi
3-Antlaşma hükümlerini uygun bulmayan Almanya II. Dünya Savaşının çıkmasında etkili oldu
4-Alman sömürgeleri İngiltere, Fransa, Belçika ve Japonya arasında paylaşıldı.
2-Saınt Germaın (10 Eylül 1919)
Bu antlaşma Avusturya ile imzalanmıştır.
NOT: Avusturya’nın denizle bağlantısı kesildi.
3-Neuilly Antlaşması (27 Kasım 1917)
Bu antlaşma Bulgaristan ile imzalanmıştır.
NOT: Bulgaristan’ın Ege ile bağlantısı kesildi.
4-Trianon (Triyanon)Antlaşması (6 Haziran 1920)
NOT: Macaristan’a mağlup devlet muamelesi yapılmıştır.
I. DÜNYA SAVAŞI’NIN SONUÇLARI
1-Avrupa’daki mevcut dengele değişti
2-Rakiplerini etkisiz hale getiren İngiltere ve Fransa en kazançlı devletler olurken; galipler safında yer alan İtalya ve Rusya hedefledikleri amaçlarına ula-şamamışlardır.
3-Osmanlı ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu parçalanmış; Çarlık Rusya’sı yıkılmıştır.
4-Türkiye, Macaristan, Polonya, Çekoslovakya, Yugoslavya, Letonya, Litvanya ve Ukrayna gibi ye-ni devletler kurulmuştur.
5-Cemiyet-i Akvam kurulmuştur(1920)
6-Sömürgecilik yerini Manda ve Himayeye bırak-mıştır.
7-Barış Antlaşmalarında milliyetçilik prensibine dikkat edilmemesi azınlık sorununun ortaya çıkmasına sebep olmuştur.
8-Merkezi İmparatorlukların parçalanması sonucu Avrupa ve Orta Doğu’da denge boşlukları ortaya çıkmıştır.
9-Komünizm, Faşizm, Nazizm gibi, demokratik ol-mayan, totaliter rejimler ortaya çıkmıştır.
10-Sivil savunma düşüncesi ortaya çıkmış; böylece cephe gerisindeki sivil halkın korunması amaçlanmıştır.
11-Barış Antlaşmaları devletlerin eşitliği ilkesine aykırı olduğu için sürekli bir barış ortamı sağlanamamış,bu yüzden II.Dünya savaşı çıkmıştır.
12-Bazı devletler ekonomik krizlere girdi
13-Ümmetçilik ve Turancılık iflas etti.
14-Milliyetçilik güçlendi ve ulusal devletlerin kuruluşu hızlandı
15-Deniz altı gemileri önem kazandı
16-ABD tekrar içine kapandı
17-İngiltere ve Fransa Orta Doğu kaynaklarını ele geçirdi
18-Suriye, Irak, Lübnan ve Hicaz Osmanlı’dan ayrıldı.
19-Irak, Suriye, Lübnan ve Filistin’de mandater yönetimler kuruldu.
20-İttihat ve Terakki Partisi dağıldı.
NOTLAR
1-I.Dünya Savaşında ilk defa tank ve kimyasal silah kullanıldı
2-Savaştan sonra sınırlar çizilirken milliyetlerin dağılımı dikkate alınmadığından dolayı savaştan sonra da milliyet olayları devam etti.
3-İtalya savaş başlamadan önce Fransa ile gizli antlaşma yaptı
4-Paris konferansında Doğu Trakya Yunanistan’a verildi.
5-ABD I. ve II.Dünya savaşının bitmesinde etkili oldu.
6-ABD savaşa girerken uluslararası dengede yerini almak istedi.
7-ABD savaşa 2 Şubat 1918’de fiilen girdi.
8-Savaştan sonra; Almanya’nın güçlenmemesi İn-giltere ve Fran-sa için temel politika oldu.
9-Versay, Nöyyi, Sen Jermen ve Trianon antlaşmaları II.Dünya Savaşının çıkması ile yürürlükten kalktı
10-ABD ve Osmanlı savaşın başlamasında etkili ol-mamıştır.
11-Boğazların Osmanlı’nın elinde olması; Mustafa Kemal’e göre Osmanlı’yı savaşa sokabilecek stratejik bir etkendi.
12-Rusya’da Bolşevik ihtilali çıkınca; Ermenistan, Gürcistan ve Azerbaycan bağımsız oldu.
13-Ukrayna 22 Ocak 1918’de bağımsız oldu
14-Savaştan önce İngiliz sömürgeleri kendisinin 104 katı; Fransız sömürgeleri ise kendisinin 20 katıdır.
15-Osmanlı’yı paylaşmak savaşın başlangıç sebeplerinden değildir.
MONDROS ATEŞKES ANLAŞMASI (30 Ekim 1918)
1. -Anlaşma devletleri güvenliklerini tehdit edecek bir durum ortaya çıktığında istedikleri stratejik bir bölgeyi işgal edebilecektir.(7.Madde)
Açıklama:
1- Mütarekenin en önemli maddesi 7. maddedir.
2-Bu madde itilaf devletlerinin Anadolu’da yaptıkları işgallerin hukuki dayanağı olmuştur.
3-İtilaf Devletleri bu maddeyi ateşkese koyarak Wilson ilkelerine ters düşmekten kurtulmuşlardır.
4-Bu madde Osmanlı ülkesini işgale açık hale getirip ülke bütünlüğünü bozmuştur.
2-Doğu Anadolu’da altı ilde (vilayet-i sitte: Erzurum,Van, Elazığ, Sivas,Bitlis,Diyarbakır)bir karışıklık çıktığında itilaf devletleri bu illerin herhangi birini işgal edebilecektir.(24.Madde)
Açıklama:
Bu madde anlaşma devletlerinin Doğu Anadolu’da bağımsız bir Ermeni Devleti kurma projelerinin en önemli göstergesidir.
3-Sınırların korunması ve iç güvenliğin sağlanması dışındaki Osmanlı orduları terhis edilecek; ayrıca orduya ait cephane, taşıtlar ve donanma anlaşma devletlerine bırakılacaktır.
Açıklama:
Böylece Osmanlı Devleti yapılacak işgaller karşısında savunmasız hale getirilmeye çalışılmıştır. Bu madde Anadolu’nun işgal edileceğini gösterir.
4-İran ve Kafkasya’daki Osmanlı birlikleri geri çekilecek. Kuzey Afrika ve Orta Doğu da bulunan Osmanlı askerî birlikleri en yakın itilaf devletine teslim olacaktır.
5-Ermenilerle itilaf devletlerinden alınan esirler serbest bırakılacak; Türk esirler itilaf devletlerinin denetiminde kalacaktır.
Açıklama:
Bu durum devletlerin eşitliği ilkesine aykırıdır.
6-Haberleşme ve Ulaşıma ait bütün araç-gereçler anlaşma devletinin denetiminde bırakılacaktır.
Açıklama:
1-Böylece, işgalci devletlere karşı topyekün bir mücadelenin Türkler tarafından başlatılması engellenmeye çalışılmıştır.
2-Bu durum bölgesel direniş hareketlerinin vatanın bütününe yönelik hale getirilmesini kısa bir için de olsa geciktirmiştir.
3-Bu madde işgallerin başlayacağını gösterir.
7-Limanlar,Toros Tünelleri,tersaneler ve demir yol-ları anlaşma devletlerine bırakılacak
8-Anlaşma devletleri akaryakıt ve kömür ihtiyaçlarını Osmanlı devletinden karşılayacak ve bu maddeler ihraç edilmeyecektir.
Açıklama:
Anlaşma devletleri bu tür maddelerle Osmanlı Devleti’nin ekonomik bağımsızlığını ortadan kaldırmış ve Osmanlı’yı ekonomik bakımdan kendilerine bağımlı hale getirmeye
çalışmışlardır.
9-Boğazlar İtilaf devletlerinin işgalinde olacaktır.
Açıklama:
Bu madde Osmanlı’nın boğazlar üzerindeki egemenliğini sona erdirdiği gibi; İstanbul’u güvenliksiz hale getirdi ve Anadolu ile Rumeli’nin bağlantısını kesti.
10-Batum işgal edilecektir.
Açıklama:
İngiltere bu madde ile Kafkasya’yı işgal ederek Osmanlı ile Rusya’nın bağlantılarını kesmek istemiştir.
11-Osmanlı ittifak grubu ile ilişkilerini kesecektir.
Mondros Mütarekesinin Önemi:
1-Osmanlı Devleti İtilaf devletlerine teslim olmuştur.
2-Osmanlı Devleti fiilen sona ermiştir.
3-Gizli antlaşmaların uygulama safhası başlamıştır.
4-Milli cemiyetler kurulmuştur.
5-Mütarekeyi imzalayan Rauf Orbay gözden düşmüştür.
MONDROS ATEŞKES ANLAŞMASI’NIN UYGULANMASI VE İLK İŞGALLER
Ateşkes anlaşmasının hemen ardından İtilaf devletleri Türk vatanını işgale başladılar.
İngilizler;Musul(İşgal edilen ilk yer),Batum,Kars,İskenderun,Antep,Maraş ve Urfa’yı işgal ettiler.Samsun,Merzifon,Eskişehir,İzmit ve Afyon’a askeri birlikler gönderdiler.(İngilizler 15 Eylül 1919’da Fransa’yla yaptıkları bir anlaşmayla Urfa,Maraş ve Antep’i Fransa’ya bıraktılar.)
Fransızlar,Ermenilerle işbirliği yaparak Adana,Mersin,Dörtyol,Maraş,Antep ve Urfa’yı
İtalyanlar,Antalya,Burdur,Isparta,Konya,Muğla,Marmaris,Kuşadası,Fethiye ve Bodrum’u
Yunanlılar,İzmir,Trakya’da Uzunköprü ve Hadımköy demiryolunu işgal ettiler.
Ermeniler de,Rusya’nın Kafkaslardan çekilmesiyle İngilizlerle işbirliği yaparak Doğu Anadolu’da işgallere başladılar.
13 Kasım 1918’de İtilaf devletlerinin 61 parçalık donanması İstanbul’a geldi İstanbul fiilen işgal edildi.İşgallere ve azınlıkların taşkınlıklarına karşı Osmanlı hükümeti gerekli önlemleri alamadı.Türk milleti bu durumda Müdafay-ı hukuk cemiyetleri kurmaya ve Kuvay-ı milliye birlikleri oluşturmaya başladılar.
İtilaf devletlerinin baskıları sonucu Ahmet İzzet Paşa Hükümeti çekildi,yerine Tevfik Paşa hükümeti kuruldu(11Kasım1918)Padişah Meclis-i Mebusan'ı kapattı (21 Aralık 1918)(Böylece hükümet denetimsiz kaldı).Tevfik Paşa'nın istifa etmesiyle Damat Ferit Paşa Hükümeti kuruldu(3Mart 1919)
Açıklamalar:
1-Mütarekenin imzalandığı tarihte Mustafa Kemal Suriye’dedir.
2-Gizli antlaşmaların var olması mütarekenin ağır şartlar taşımasında etkili oldu.
OSMANLI DEVLETİ’Nİ PAYLAŞMA TASARILARI
(Gizli Antlaşmalar)
1-Boğazlar Antlaşması (Mart-Nisan 1915):
Çanakkale Savaşı esnasında Rusya boğazlar konusunda tedirginleşince; İngiltere, Fransa ve Rusya arasında imzalanan antlaşma ile boğazlar ve çevresi Rusya’ya bırakılmıştır.
Antlaşmanın Önemi:
1-Rusya’nın Almanya tarafına geçmesi önlendi
2-Gizli antlaşmalar başladı
3-İngiltere ve Fransa ilk defa Rusya’nın boğazlar konusundaki isteklerini kabul etti.
NOT: Rus Çarlığı yıkıldıktan sonra; tekrar yapılan gizli antlaşmalar sonucunda boğazlar bölgesinin yönetiminin İtilaf Devletlerinin ortak kontrolünde olmasına karar verildi.
2-Londra Antlaşması (26 Nisan 1915):
Bu antlaşma İngiltere, Fransa ve İtalya arasında imzalandı.
İtalya’ya On İki Ada ve Antalya bırakıldığı gibi; İtalya’ya,Osmanlı’nın Libya üzerindeki halifelik
haklarının da kaldırılacağı vaat edildi. Bu antlaşma sonucunda İtalya İtilaf bloğuna geçti.
3-Sykes-Pıcot (1916):
Bu antlaşma İngiltere ile Fransa arasında imzalanmıştır.
1-Musul hariç, Irak İngiltere’ye bırakıldı
2-Adana, Antakya, Lübnan ve Suriye kıyıları Fransa’ya bırakıldı.
3-Musul, Ürdün ve Suriye’nin bir kısmında Arap krallığının kurulması ve bu devletin Fransa ile İngiltere’nin ortak denetiminde olması kararlaştırıldı.
4-Filistin’de, Rusya, İngiltere, Fransa, İtalya ve Şerif Hüseyin tarafından kararlaştırılarak, uluslar-arası bir yönetimin kurulması kararlaştırıldı.
5-Hicaz’ın serbest bölge olması kararlaştırıldı.
Önemi: Arap bölgeleri (Orta Doğu) paylaşıldı
4-Petrograt Protokolü:
Bu antlaşma Rusya, Fransa ve İngiltere arasında imzalandı.Rusya'ya, İngiltere ve Fransa’nın Orta Doğu çıkarlarını kabul etmesine karşılık boğazlar bölgesine ek olarak Trabzon’a kadar Doğu Karadeniz, Erzurum, Van ve Bitlis verildi.
5-Mc Mahon (1916):
İngiltere’nin Mısır valisi ile Şerif Hüseyin arasında imzalanmıştır. Şerif Hüseyin’e bağımsız bir Arap devleti vaat edilmiştir. Arapları Osmanlı’ya karşı savaştırmak isteyen İngilizler bu tür gizli ant-laşmalarla amaçlarına ulaşmıştır.
6-Saint Jean de Maurıenne (19 Nisan 1917):
Bu antlaşma İngiltere, Fransa ve İtalya arasında imzalanmıştır.
On İki Ada, Antalya, İzmir,Aydın ve Muğla İtalya’ya bırakılmıştır. İngiltere; İzmir’in İtalya’ya verilmesini Rusya istemeyeceğinden dolayı; bu antlaşmanın geçerli olabilmesini, Rusya’nın antlaşmayı imzalamasına bağlamıştır. Rusya kısa bir süre sonra savaştan çekildiği için bu antlaşma Rusya tarafından imzalanamamıştır.
Paris Konferansında İzmir’i Yunanistan’a bırakmak isteyen İngiltere’ye İtalya karşı çıkınca; İngiltere Sen Jön dö Möryen antlaşmasının geçersizliğini ileri sürmüştür.
Gizli Antlaşmaların Önemi:
1-İtilaf devletleri aralarında çıkar birliği sağlamışlardır.
2-Savaş daha bitmeden, Osmanlı toprakları paylaşılmıştır.
3-Bu antlaşmalar Mondros Mütarekesinin ağır şartlar taşımasında etkili olmuştur.
4-İtilaf devletleri aralarındaki birlik ve bütünlüğü güçlendirmişlerdir.
5-Gizli antlaşmalar İtilaf devletlerinin zaferden emin olduğunu gösterir.
UYARILAR
1-Yunanistan gizli antlaşmalara katılmadığı halde; savaştan sonra toplanan Paris Konferansında İzmir ve civarını alarak Osmanlı’nın paylaşımına açıkça katılmıştır.
2- Rusya gizli antlaşmalara katıldığı halde; savaştan çekildiğinden dolayı; savaştan sonra Osmanlı’nın paylaşımına katılamamıştır.
3- İtalya gizli antlaşmalara katıldığı halde; savaştan sonra antlaşmalardan umduğunu bulamamış; ki bu durum İtalya ile İngiltere ve Fransa’nın arasını açmıştır.
4- Gizli antlaşmaları dünyaya ilk defa Çarlık Rus-yasını, İngiltere, Fransa ve İtalya’yı dünya kamu oyuna kötü göstermek isteyen Bolşevikler duyurmuştur.
5- Wilson İlkeleri gizli antlaşmaları hukuken geçersiz saymıştır.
6- İngiltere ve Fransa ABD ile çelişkiye düşmeden gizli antlaşmaları uygulayabilmek için, Paris Konferansında mandater sistem düşüncesini ortaya attılar. Mondoros Mütarekesine 7 ve 24. maddeleri koydular. Azınlıkları Osmanlı’ya karşı kışkırttılar.
7- Mondros Mütarekesinden sonra başlayan işgaller, genelde, gizli antlaşmalar doğrultusunda oldu
8-Rusya’nın savaştan çekilmesi üzerine; Doğu Anadolu’da Ermeni Devleti kurulmasına; Ermenilerin koruyuculuğunun ABD’ye verilmesine ve Boğazlar üzerinde ortak yönetim kurulmasına karar verildi.
9- Mondros Mütarekesinin imzalanması ile gizli antlaşmalar uygulamaya girdi.
10- İşgal güçleri gizli antlaşmaları daha rahat uygulayabilmek için Mondros Mütarekesini işlerini kolaylaştıracak şekilde hazırladılar.
WİLSON İLKELERİ (8 Ocak 1918)
ABD başkanı Wilson I.Dünya Savaşı sonrasında yapılacak barışın esaslarını yayınladığı on dört ilke ile açıklamış, İtilaf devletleri de ABD’yi yanlarında tutmak istediklerinden dolayı bu ilkeleri kabul ettiklerini bildirmişlerdir.
ABD başkanı Wilson, savaştan sonra barışın devam etmesini bir daha böyle büyük savaşların çıkmamasını istiyordu.
İlkeler:
1-Galip devletler yenilen devletlerden toprak ve savaş tazminatı almayacak.
NOT: Bu madde yeni sömürgeler oluşmasına karşıdır.
Savaştan sonra imzalanan antlaşmalar bu maddeye uymamıştır.
Mağlup devletlerin mütareke imzalamasını hızlandırmıştır.
2-Devletlerarası antlaşmalarda açık diplomasi esası uygulanacak.
3-Karasuları dışındaki denizlerde tam serbestlik sağlanacak
4-Uluslar arası ekonomik engeller kaldırılacak ve devletler arasında eşitlik sağlanacak
5-Silahlanmanın azaltılması yolunda karşılıklı güvenceler verilecektir.
6-Rusya,Belçika,Romanya,İtalya,Sırbistan,Karadağ ve Romanya’nın sınırları tekrar saptanacak
7-Devletlerarası anlaşmazlıkları barış yoluyla çözecek uluslararası bir örgüt kurulacak
NOT: Milletler Cemiyetinin kurulması istenmiştir. Bu cemiyet Paris Konferansında kurulmuştur. Bu madde Wilson Prensiplerinin uyulan tek maddesidir. Savaş uluslararası meselelerin çözülmesinde araç olmaktan çıkarılmak istenmiştir.
8-Boğazlar bütün ulusların ticaret gemilerine açık olacak.
9-Osmanlı İmparatorluğu’nda Türklerin oturduğu bölgelerin egemenliği sağlanacak; diğer bölgelerdeki uluslara da kendilerini geliştirme hakkı verilecektir.
NOT: Osmanlı Devletinin devam edeceği, fakat, parçalanacağı vurgulanmıştır. Bu madde Mondros mütarekesinden sonra Anadolu’da başlayan işgallerin hukuk dışı; bu durum karşısında Türk Kurtuluş Savaşının ise hukuka uygun olduğunu gösterir. Bu madde azınlıklar için ilham kaynağı olmuştur.
10-Alses Loren Fransa’ya geri verilecektir.
Wilson Prensiplerinin Önemi:
1-İttifak grubu mütareke imzalama konusunda cesaretlendi(Savaşın bitişi hızlandı)
2-Çok uluslu imparatorlukların parçalanması ön görüldü
3-Wilson ilkeleri itilaf devletlerinin çıkarlarına ters düşmüştür. Bu nedenle kabullenmiş gibi göründükleri bu ilkeleri kendi çıkarları doğrultusunda yorumlamışlardır. İttifak devletleri ise bu ilkeleri barışın anahtarı olarak görüp benimsemişlerdir.
4-Savaştan sonra prensiplerine uyulmadığını gören ABD belli bir dönem Avrupa siyasetinden çekildi.
5-İmzalanan antlaşmalarda prensiplere uyulmadı
6-Kurtuluş Savaşı ve II. Dünya Savaşının çıkması Wilson Prensiplerinin amacına ulaşmadığını gösterir.
PARİS BARIŞ KONFERANSI (18 OCAK 1919)
İtilaf Devletleri yenilen devletlerle imzalanacak barış antlaşmalarının şartlarını tespit etmek ve bozulan dengeleri kendi lehlerine kurmak için Paris’te bir barış konferansı toplamıştır. Bu konferansa 32 Devlet katılmıştır. Konferans İngiltere ve Fransa’nın etkisi altında kalmıştır. Paris’te ilk olarak Milletler Cemiyetinin kurulması kararlaştırılmıştır. Ancak ABD diğer konularla fazla ilgilenmemiş ve infirat (yalnızlık) politikasına geri dönmüştür.
En fazla tartışılan mesele Osmanlı ile imzalanacak olan antlaşma olmasına rağmen;aralarında çıkar çatışmasına düşen galipler Osmanlı ile imzalanacak olan antlaşmayı karara bağlayamamışlardır.
Batı Anadolu’nun kendisine bırakılması için çaba harcayan Yunanistan konferansa Batı Anadolu’da Rumların çoğunlukta olduğunu gösteren ve İzmir civarında Rumların Türkler tarafından katledildiğini ileri süren sahte raporlar ile geldi. Güçlü bir İtalya’nın Batı Anadolu’da varlığını istemeyen İngiltere,Yunanistan’ın verdiği sahte raporları kullanarak İzmir ve civarının Yunanistan tarafından işgal edilmesini Konferansa kabul ettirdi. İtalya ise bu durumdan dolayı konferansı terk etti. İtilaf devletleri arasında ilk çatlak oluştu.
Osmanlı ülkesini milletler prensibine göre bölerek; ilgilendiği bölgeleri mandater sistem aldatmacası ile sömürü sınırları içine almak isteyen İngiltere konferansa Kürt, Ermeni, Rum ve Arapları da davet etti. Bu milletler konferansa İngiliz çıkarlarına hizmet edecek şekilde sahte raporlarla geldiler. İlk defa bu konferans esnasında Doğu Anadolu’da bir Ermeni devletinin kurulmasına karar verildi.
Wilson prensiplerinde kurulması istenen Milletler Cemiyeti ( Cemiyet-i Akvam ) kurulmuştur. Görevi uluslararası anlaşmazlıkları çözümleyerek dünya barışının devamını sağlamak olan bu cemiyet İngiliz çıkarlarına hizmet etmekten başka bir işe yaramamıştır. Kurtuluş Savaşı ve II. Dünya Savaşının çıkması bu durumu açıkça göstermektedir. Bu cemiyetin iç tüzüğü I. Dünya Savaşı sonucunda imzalanan bütün antlaşmalara konulmuştur. Bu cemiyetin kurulması Wilson prensiplerinin kısmen uygulandığını gösterir.
İngiltere ve Fransa,ABD ve dünya kamuoyuna dürüst görünerek sömürgeciliklerini devam ettirebilmek için; yeni kurulan bir devletin büyük bir devlet tarafından Milletler Cemiyeti adına yönetilmesi esasına dayanan Mandater Sistem düşüncesini konferansa kabul ettirdiler. Bu sistem sömürgeciliğin şekil değiştirmiş halidir.
Tamirat adı altında savaş tazminatı alınmasına karar verildi.
İZMİR’İN İŞGALİ (15 MAYIS 1919)
İngiltere’nin girişimleriyle,Yunanistan’ın İzmir’e asker çıkarmasını Fransa ve ABD de onaylayınca,Yunanistan 15 Mayıs 1915’de İzmir’i işgal etti.48 saat içinde 2000 Müslüman Türk katledildi.Katliamların yaygınlaşması üzerine,Paris konferansı bölgeye ABD’li Amiral Bristol başkanlığında bir heyet gönderdi,Bristol heyeti hazırladığı raporda,İzmir dahil batı Anadolu’da Türklerin ezici bir çoğunluğa sahip olduğu ve katliamların sorumlusunun Yunanlılar olduğu gerçeğini ortaya koydu.
NOT:Milli mücadelenin haklılığını dile getiren milletler arası ilk belge Bristol raporudur.
İzmir’in haksız yere işgali,ülkede milli bir heyecana yol açmış,işgal mitinglerle protesto edilmiştir.Türk halkı,Kuvay-ı Milliye adıyla direniş teşkilatları kurarak haklarını müdafaya başlamıştır.
İstanbul hükümeti ise,işgaller karşısında pasif bir direniş politikası takip etmiştir.İtilaf devletlerinin çok güçlü olduğunu,silahlı direnişin Paris konferansında alınacak kararları olumsuz yönde etkileyeceğini düşünmektedir.
KUVAY-I MİLLİYE
İstanbul hükümetinin işgaller karşısında yeterli tepkiyi göstermemesi üzerine Türk milletinin haklarını savunmak için kurdukları silahlı direniş teşkilatlarıdır.Zaman zaman komutanlar tarafından da desteklenmiş olan bu kuvvetler,milli mücadele bilincinin güçlenmesinde,işgallerin daha fazla yayılmasının önlenmesinde,düzeni ordunun kurulmasına kadar düşmanın meşgul edilmesinde,iç ayaklanmaların bastırılmasında önemli hizmetleri görülmüştür.
Bu kuvvetler eli silah tutan vatanseverlerden oluşmuş,askerlik tekniğinden ve eğitiminden yoksun olup,belli bir merkezi otoriteye bağlı değildi.İhtiyaçları da halk tarafından karşılanmaktaydı.
MEMLEKETİN İÇ DURUMU VE CEMİYETLER
Mondros Ateşkes Anlaşmasından sonra Osmanlı topraklarında genel olarak üç tip cemiyet ortaya çıktı.Bunlar:
1-)Osmanlı Devleti’nin 1. Dünya Savaşı’ndan yeni çıkmasını fırsat bilen azınlıkların ve İtilaf Devletleri’nin denetiminde faaliyet gösteren cemiyetler.
2-)Milliyetçi amaçlara karşı,İstanbul hükümetinin politikaları doğrultusunda hareket eden ve Milli mücadeleye karşı olan cemiyetler.
3-)Mustafa Kemal ve arkadaşlarının başlattığı kurtuluş mücadelesine destek veren Milli cemiyetler.
A-)AZINLIKLAR TARAFINDAN KURULAN CEMİYETLER:
1-)Mavri Mira (Kara Gün) Cemiyeti:İstanbul’da Rum Patrikhanesi’ne bağlı olarak Patrik Vekili’nin başkanlığında kuruldu.Yunan hükümetinden emir alan cemiyetin amacı;Büyük Yunanistan ve Bizans İmparatorluğu hayalidir.
Yan kuruluşları;Kordos Cemiyeti,Yunan Kızılhaçı,Yunan göçmenler komisyonu,Rum okullarındaki izcilik teşkilatları ve Anadolu’daki kiliselerdi
2-) Pontus Rum Cemiyeti:Amacı İnebolu’dan Batum’a kadar olan Karadeniz kesiminde bir Pontus Rum Devleti kurmaktı.
3-)Etnik-i Eterya Cemiyeti:Büyük Yunanistan’ı (Megalo İdea) kurmak için çalışıyordu.
4-)Ermeni Cemiyeti:Taşnak ve Hınçak Cemiyetleri Doğu Anadolu’da bir Ermeni Devlet’i kurmak için çalışıyordu.
5-)Musevi Cemiyetleri:Alyans,İsrailit,Macabi Cemiyetleri,Filistin’de bir Yahudi Devlet’i kurmak için çalışıyorlardı.
AZINLIK CEMYETLERİNİN ORTAK ÖZELLİKLERİ:
Mondros Ateşkes Anlaşması ile Osmanlı Devlet’inin içine düştüğü durumdan faydalanarak asayişi ve huzuru bozmak.Anadolu ve Trakya’nın işgaline zemin hazırlayarak işgalleri kolaylaştırmak.İtilaf devletleri ile işbirliği yapmak.Müslüman Türk halkına katliamlar ve baskılar yaparak sindirmek,göçe zorlamak,dışardan göçmen getirerek nüfuslarını artırmak,bağımsız devletler kurmak.
B-)MİLLİ VARLIĞA DÜŞMAN CEMİYETLER
1-)Teali İslam Cemiyeti: Kurtuluşun halifenin emirlerine ve İslamın prensiplerine uymakla mümkün olacağını savunmuştur.
2-) Kürt Teali Cemiyeti: Bu cemiyetin taraftarları Wilson Prensiplerine dayanarak; halifeye bağlı olarak bir Kürt devleti kurmayı planlamışlardır.
3-)Sulh ve Selamet-i Osmaniye Cemiyeti: Kurtuluşun padişahın emirlerine bağlı kalmakla mümkün olacağını savunmuştur.
4-) İngiliz Muhipleri Cemiyeti: Kurtuluşun İngilizlerin himayesi ile mümkün olacağına inanıyordu.Bu cemiyet hükümet tarafından da desteklenmiştir.
5-) Wilson Prensipleri Cemiyeti: Bu cemiyetin taraftarları Wilson ilkelerinden ilham almıştır.Kurtuluşun ABD mandasına girmekle mümkün olacağına inanmışlardır.
6-)Hürriyet ve İtilaf Fırkası:1911 yılında İttihat ve Terakki Partisine karşı kuruldu.1918’den itibaren yönetimde etkili olmaya başladı.Anadolu hareketini İttihatçıların hareketi olarak gören parti Kurtuluş Savaşına karşı gelişin liderliğini üstlendi.
MİLLİ VARLIĞA DÜŞMAN CEMİYETLER’İN ORTAK ÖZELLİKLERİ
Saltanat ve Hilafete bağlı görünmektedirler.İşgalci güçler tarafından desteklenmişlerdir.Kurtuluşu yabancı himayesinde görmekteydiler.Milli birliğin sarsılmasına yol açmışlardır.
C-)MİLLİ CEMİYETLER
1-Trakya Paşaeli Cemiyeti:
Özellikleri:
1-Mavri Mira Cemiyetinin Trakya’ya yönelik olarak yürüttüğü bölücü faaliyetlere karşı kurulmuştur.
2-İstanbul ve boğazların işgal edilmesi bu cemiyetle Anadolu’nun bağlantısını kesmiştir.
3-Bu cemiyet Osmanlı Devleti’nin yıkılması halin-de Trakya’da bir cumhuriyet kurmayı planlamaktadır.
4-Edirne Kongresini düzenlemiştir.
2-İzmir Müdafa-i Hukuk Cemiyeti:
Özellikleri:
1-Ege Bölgesinde Yunanlıların bölücü faaliyetlerine karşı çalıştı.
2-2-9 Mart 1919 tarihinde İzmir’de Müdafa-i Hukuk Kongresini düzenledi.
3-Kilikyalılar Cemiyeti:
Özellikleri:
1-Adana ve civarının Ermeni ve Fransızlara karşı bütünlüğünü korumak için kuruldu
4-Redd-i İlhak Cemiyeti:
Özellikleri:
1-İzmir’in işgaline tepki olarak kuruldu
2-Balıkesir ve Alaşehir kongrelerini düzenleyerek Ege Bölgesini örgütledi
3-Kuvay-ı Milliyeyi harekete geçirerek silahlı direniş başlattı.
5-Trabzon Muhafaza-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti:
Özellikleri:
1-Orta ve Doğu Karadeniz’deki Rum ve Ermeni faaliyetlerine karşı kuruldu.
2-Erzurum Kongresinin toplanmasına yardımcı ol-du.
3-Erzurum Kongresinde Doğu Anadolu Müdafa-i Hukuk Cemiyeti ile birleşti.
6-Milli Kongre Cemiyeti:
Özellikleri:
1-İstanbul’da kuruldu
2-İlk defa kuvay-ı milliye tabirini kullandı
3-Milli mücadele için birleşmeyi savundu
4-Genelde basın yayın yoluyla propagandayı ilke edindi.
5-16 Mart 1920’de İstanbul’un işgaliyle bu cemiyet dağıldı.
7-Doğu Anadolu Müdafa-i Hukuk Cemiyeti:
Özellikleri:
1-Doğu Anadolu’nun Ermenilere karşı bütünlüğünü korumak için kuruldu.
2-XV. kolordunun Erzurum’da dağılmamış halde olması bu cemiyeti daha da etkin hale getirdi.
3-Erzurum Kongresini düzenledi
4-Le Pays gazetesini çıkardı.
5-Cemiyet; Türkleri azınlıklara göre daha güçlü tutmak için şu kararları aldı:
a-İşgallere karşı direnilecektir.
b-Basın yayın yoluyla propaganda yapılacaktır
c-Bölge dışına göç edilmeyecektir.
d-Bilim, iktisat ve din teşkilatları kurulacaktır.
Milli Cemiyetlerin Özellikleri:
1-Türk halkının Mondros Mütarekesine ilk tepkisidir.
2-Basın yayın faaliyetlerinin elverişli olmasından, elçiliklerin varlığından ve merkez durumunda olmasından dolayı İstanbul’u merkez edindiler
3-Milli mücadeleye örgütsel zemin hazırladılar
4-Halk arasında milli bilinci uyandırdılar
5-İşgalleri ve azınlıkların bölücü faaliyetlerini önlemeye çalıştılar
6-Bölgesel niteliklidirler
7-Mustafa Kemal gibi birleştirici bir liderden yoksun oluşları en büyük eksiklikleridir.
8-İstanbul hükümetine, bağlı olmadıkları gibi; karşı da değillerdir.
9-Sivas kongresinden önceki en büyük eksiklikleri tek elden idare edilmemeleridir.
10-Türkçülük duyguları ile kurulmuşlardır.
11-Genellikle ittihatçılar tarafından kurulmuşlardır.
12-Programları bölgesel kurtuluşa yöneliktir. Bütünü kapsayan plan ve programları yoktur.
13-Önce basın yayın yoluyla propagandayı ilke edindiyseler de; kanlı işgallerin başlamasıyla silahlı mücadeleyi başlattılar.
14-Sivas Kongresinde Anadolu ve Rumeli Cemiyeti adı altında birleştiler
KUVAY-I MİLLİYE
Kuva-yı milliye, işgaller karşısında, halkın harekete geçerek kendi bölgelerini korumaya çalışması hareketidir.
İşgallere karşı ilk direniş Güney Cephesi’nde,Hatay’ın Dörtyol ilçesinde başladı.İkinci direniş hareketi ise,Batı Anadolu’da İzmir’in işgalinden sonra başladı.
İzmir’i işgal eden Yunanlılar,daha sonra Manisa ve Aydın yörelerini de işgal etmeye başladılar.İzmir’den sonra Ayvalık’a da asker çıkarmak isteyen Yunanlılar,burada Ali (Çetinkaya) Bey’in direnişi ile karşılaştı.
İşgaller karşısında ayrı ayrı bölgelerde faaliyete geçen Kuvayımilliye birlikleri arasında belirli bir görüş ve hareket birliği sağlamak amacıyla,çeşitli mahalli teşkilatlar kurmaya ve kongreler yapılmaya başlandı.İlk düzenlenen kongreler,Balıkesir ve Alaşehir Kongreleriydi.Her iki kongrede de alınan ortak görüşe göre,birliklerin malzeme ve cephane bakımından desteklenmesi ve düşmana karşı ortak bir cephenin kurulmasına karar verilmişti.
KUVAY-I MİLLİYE’NİN ÖZELLİKLERİ
1-İşgallere tepki olarak ortaya çıktılar.
2-Bölgesel olarak hareket ettiler.
3-Düzenli ordu kurulana kadar düşmanı oyaladılar.
4-Düzenli ordunun temelini oluşturdular.
5-TBMM’ye karşı oluşan isyanları bastırdılar.
6-Desteğini halktan aldılar.
7-Tutarsız davranışları halk ile Kuvay-ı Milliye’nin vurucu gücü olan milislerin arasını açtı.
8-Ortaya çıkışında işgaller ve işgaller karşısında Osmanlı Devletinin tepkisizliği etkili oldu
9-Milli cemiyetlerin silahlı koludurlar.
10-Disiplin ve birlikten yoksun oluşları en büyük eksiklikleridir.
MUSTAFA KEMAL’İN SAMSUN’A ÇIKIŞI VE MİLLİ BİLİNCİN UYANDIRILMASI
13 Kasım 1918’den beri İstanbul’da bulunan Mustafa Kemal gerek siyasi,gerekse askeri yetkililerle görüşmeler yaptı.Osmanlı topraklarının işgal edildiği bu dönemde devletin ileri gelenlerinin kurtuluş için önerdikleri üç yolu Mustafa Kemal şöyle özetlemişti.
1-İngiltere himayesine girmek
2-Amerikan mandasını kabul etmek
3-Bölgesel kurtuluş çareleri aramak
Mustafa Kemal bu düşüncelerin hiç birini Türk milli varlığı istikbali için uygun bulmamıştı.O’na göre kurtuluşun tek çaresi Anadolu’ya geçerek Milli mücadeleyi başlatmaktı.Anadolu’ya geçmek için bir fırsat kollamaya başladı.
Orta ve Doğu Kara Deniz Bölgesinde Pontus Rum Cemiyetinin çalışmaları sonucunda bölgedeki Rum halkı karışıklıklar çıkarıyor ve olayın sorumlusu olarak da Türk halkı gösteriliyordu. Bu durum karşısında İngilizler, Osmanlı hükümetine bölgede güvenliğin sağlanmasını; aksi takdirde, bölgeyi işgal edeceklerini bildirdiler. Rumların da zaten beklentisi, bölgenin İngilizler tarafından işgal edilerek Rumların işlerinin kolaylaştırılmasıydı.
Bölgede güvenliğin sağlanması için İstanbul yönetimi IX. Ordu Müfettişliğine getirerek Mustafa Kemal’i görevlendirdi. Mustafa Kemal bölgede hareket edebilmek için IX. Ordu Bölgesindeki sivil makamlara da emir verme yetkisini aldı.
Mustafa Kemal’in Görevi:
1-Görev bölgesindeki orduları terhis etmek
2-Asayiş ve güvenliği sağlamak
3-Halkın elindeki silah ve cephaneyi toplamak
4-Halka silah ve cephane dağıtan kuruluşları ortadan kaldırmak
HAVZA GENELGESİ (28 MAYIS 1919)
Samsun bölgesini, İngiliz ve Rumların varlığından dolayı, milli mücadele çalışmalarının başlaması için uygun görmeyen Mustafa Kemal; Samsun’dan Havza’ya hareket etti.
Anadolu’daki komutanlarla da irtibat kurarak orduların terhis edilmemesini sağlamaya çalışan Mustafa Kemal; Havza’da, milli bilincin uyanması ve İtilaf devletlerinin Türk halkının tepkisini görmesi için İzmir’in işgalini protesto eden bir miting düzenledi. Bu tür mitinglerin tüm yurtta da yapılmasını istedi.
Mustafa Kemal yurdun çeşitli yerlerinde başlayan halk heyecanını ortak bir çizgi üzerinde birleştirmek istiyordu
.
UYARI:Mustafa Kemal İzmir’in işgalini halkın uyarılması ve birleştirilmesi için kullanmak istemiştir.
UYARI:Mustafa Kemal’in isteği üzerine bundan sonra mitingler düzenlenmesi, Mustafa Kemal’in lider olarak benimseneceğini göstermektedir.
UYARI:Havza Genelgesi Milli bilincin uyandırılması için ilk adım özelliğini taşır.
AMASYA GENELGESİ (22 Haziran 1919)
1-Yurdun bütünlüğü ve milletin istiklali tehlikededir.
(Kurtuluş Savaşının gerekçesi ortaya konmaktadır.)
2-İstanbul’daki hükümet baskı altında olduğundan dolayı, üzerine almış olduğu sorumluluğun gereklerini yerine getirememektedir. Bu durum milletimizi yok olmuş gibi gösteriyor.
(İlk defa İstanbul hükümetine tepki gösterilmiştir.)
UYARI:Mustafa Kemal Milli Mücadele esnasında milli güçte bölünme yaşanmaması için padişaha karşı doğrudan tepki göstermeyip; tepkilerinde İstanbul hükümetini hedef almıştır.
3- Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.
UYARI:Milli egemenlik fikri ilk defa üstü kapalı bir şekilde vurgulandı.
UYARI:Kurtarıcı olarak, padişah, mandacı ve himayeci devletlerin yerini milletin kendisi aldı.
UYARI:İleride milli egemenliğe dayalı devletin kurulacağına dair ilk işaretler verilmiştir.
UYARI:Mustafa Kemal’in Türk milletine güvendiği ve mücadeleyi millete mal etmek istediği anlaşılmaktadır.
4-Milletin durum ve davranışını göz önünde tutmak ve haklarını dile getirip bütün dünyaya duyurmak için her türlü etki ve denetimden kurtulmuş milli bir kurulun varlığı gereklidir.
UYARI:İlk defa Temsil heyetinin kurulması istenmektedir.
UYARI:Kurtuluş savaşına, kişisellikten çıkarılarak, ulusal karakter kazandırılmaya çalışılmaktadır.
UYARI:Genelgenin ihtilalci yönü görülmektedir.
5-Anadolu’nun her yönden güvenli yeri olan Sivas’ta milli bir kongre toplanmalıdır.
UYARI:Ulusal bir kongrenin toplanması istenmiştir.
UYARI:Milli birlik ve beraberliğin sağlanması amaçlanmıştır.
6- Kongreye her sancaktan milletin güvenini kazanmış üç delege katılmalıdır. Delegeleri müdafa-i hukuk cemiyetleri ve belediyeler seçmelidir. Delegelerin kongreye geliş güzergahları ve zamanları milli bir sır olarak saklanmalıdır.
UYARI:Kararların ulusal olması amaçlanmıştır.
UYARI:Delegelerin milletin güvenini kazanmış kişilerden olmasının istenmesi kongrede alınacak kararların bütün millet tarafından kabul edilebilmesi içindir.
UYARI:Delegelerin milli mücadele taraftarı olması için delegelerin müdafa-i hukuk cemiyetleri tarafından belirlenmesi istenmiştir.
UYARI:Delegelerin seçimle belirlenmek istenmesi ileride seçime dayalı bir sistemin olabileceğini de göstermektedir.
7-Doğu ileri adına 10 Temmuz 1919’da Erzurum’da bir kongre toplanacaktır. Bu tarihe kadar diğer illerin temsilcileri de Sivas’a gelebilirlerse; Erzurum kongresine katılmış olan delegeler Sivas’a hareket edecektir.
Amasya Genelgesinin Önemi:
1-Kurtuluş Savaşının gereği( Ülkenin bütünlüğü ve milletin bağımsızlığı tehlikededir.); amacı ( Vatanın bütünlüğünün ve milletin bağımsızlık ve egemenliğinin sağlanması) ve yöntemi ( Mücadeleyi halk yapacaktır.)
2-İşgalciler ve İstanbul hükümetine bir tepkidir.
3-Milli mücadelenin programıdır.
4-Mustafa Kemal’in millete ilk çağrısıdır.
5-Türk inkılabının ihtilal safhası başlamıştır.
6-Kurtuluşun tek elden yürütülmesi için ortam hazırlanmaya çalışılmıştır.
7-Milli bağımsızlık hukuki yönden belgelere bağlanmıştır.
8-Evrensel haklar dile getirilmiştir.
9-Mustafa Kemal bu genelgeyi yayınlayarak ilk defa İstanbul’un verdiği yetkileri aşmıştır.
Amasya Genelgesinin yayınlanmasından sonra içişleri bakanı Ali Kemal, Mustafa Kemal’e görevinden alındığını ve İstanbul’a geri dönmesi gerektiğini bildirdi.(Gerekçe olarak ise yetkilerini aştığı bildirildi.) Vakit kazanmak isteyen Mustafa Kemal ise “ Ben sadece padişahtan emir alırım” diyerek karşılık vermiştir. 7-8 Temmuz 1919 günü İstanbul’dan Mustafa Kemal’in görevden alındığına dair telgraf geldi. Mustafa Kemal ise 8-9 Temmuz 1919 günü askerlik mesleğinden ayrılarak sine-i millete döndüğünü bildirdi.
Amasya Genelgesinin esasları ilk defa Erzurum Kongresinde karara dönüştü.
Genelgeden sonra, İstanbul’un Anadolu’ya egemen değil tabi olması gerektiği bildirildi.
Genelgenin uygulanması ile ordu mensuplarının görevlendirilmesi Türk ordusunu da ihtilalin içine çekmiştir.
ERZURUM KONGRESİ (23 Temmuz- 7 Ağustos 1919)
Erzurum Kongresi Doğu Anadolu Müdafa-i Hukuk Cemiyeti ile Trabzon Muhafaza-i Hukuk-ı Mil-liye Cemiyeti tarafından Rum ve Ermenilere karşı Doğu Anadolu ve Karadeniz Bölgesinin bütünlüğünün korunması için toplanmıştır.
Kongrede Alınan Kararlar:
1-Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür bölünemez
2-Her türlü yabancı müdahalesine karşı millet, birlik olarak kendisini savunacaktır
3-Vatanın ve istiklalin muhafaza ve teminine İstanbul Hükümeti muktedir olamadığı takdirde; gayeyi temin için Anadolu’da geçici bir hükümet kurulacaktır. Hükümeti milli kongre seçecektir. Kongre toplantı halinde değilse; bu işi temsil
heyeti yapacaktır.
UYARI
1-İlk defa geçici hükümetten bahsedildi
2-İlk defa açıkça yeni bir devletten bahsedildi.
4-Kuva-yı Milliyeyi âmil, irade-i milliyeyi hakim kılmak esastır.
UYARI
1-İlk defa millet iradesinden açıkça bahsedildi.
5-Hıristiyan azınlığa siyasi hakimiyetimizi zedeleyici ve sosyal dengemizi bozucu ayrıcalıklar verilemez.
6-Manda ve himaye kabul edilemez
UYARI
1-Bağımsızlığın koşulsuz olarak sağlanacağı vurgulanmıştır.
2-Mandacılığa ilk defa tepki gösterilmiştir.
7-Milli meclisin derhal toplanmasına ve hükümet işlerinin meclisin denetimi altında yürütülmesine çalışılacaktır.
UYARI
1-İlk defa meclis-i mebusanın toplanması istenmiştir.
2-Tutarsız davranışlar içinde olan Damat Ferit Paşa hükümeti kontrol altına alınmaya çalışılmıştır.
8-Ulusal irade padişah ve halifeyi de kurtaracaktır.
UYARI
1-Mustafa Kemal birlik ve beraberliğin devamı için böyle bir kararı da kongrede almıştır.
9-Milletimiz insani ve asri gayeleri tebcil; sınai ve iktisadi hal ve ihtiyacımızı takdir eder.
UYARI
1-Dışarıdan gelebilecek yardımların insani amaçlarla olması durumunda kabul edilebileceği vurgulanmıştır.
Kongrenin Önemi:
1-Erzurum Kongresi toplanış amacı ve katılımı yönüyle bölgeseldir. Fakat Mustafa Kemal kongreye katıldığı için kongrede ulusal kararlar da alınmıştır.
2-İstanbul’un muhalefetine karşı toplandığından ve aldığı karalardan dolayı ihtilalci bir kongredir.
3-Tam bağımsızlık ve milli egemenlik fikirleri a-çıkça vurgulandı.
4-Mustafa Kemal başkanlığında, dokuz kişiden olu-şan ve Doğu illerini temsil eden temsil heyeti kuruldu.
5-İlk defa ulusal sınırlardan bahsedildi
6-Doğu Anadolu’daki cemiyetler ve Trabzon Muhafaza-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti, Doğu Anadolu Müdafa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyetinin çatısı altında birleştirildi.
7-Azınlık haklarına ilk defa tepki gösterildi
8-Sivil bir vatandaş olan Mustafa Kemal’in, kongreye ve temsil heyetine başkan seçilmesi, Mustafa Kemal’in yetki problemini ortadan kaldırdı.
9-İstanbul hükümeti Mustafa Kemal, Rauf Orbay ve Refet Bele için tutuklama kararı çıkardı(30 Temmuz 1919). 9 Ağustos 1919’da ise Mustafa Kemal askerlikten ihraç edildi.
10-Ulusal güçlerin birleştirilmesi için ilk adım atıldı
11-Ermenilere karşı takip edilecek yol belirlendi
12-Bağımsızlık, dış politika ilkesi olarak benimsendi.
13-Sivas Kongresi ve Misak-ı Milli Kararlarına zemin hazırlandı.
Açıklamalar:
1-Gücün tüm yurttan alınması için Sivas Kongresinin toplanmasına da gerek duyuldu
2-Mustafa Kemal ilk defa sivil bir vatandaş olarak Erzurum Kongresinde görev almıştır.
3-Erzurum Kongresinde dış işlerle de ilgili kararlar alınması, kongrenin meclis gibi hareket ettiğini gösterir.
4-Askeri yetkileri alınan Mustafa Kemal’in emrine Kazım Karabekir’in gönüllü olarak girmesi Mustafa Kemal’in liderlik sorunun çözülmesinde etkili olduğu gibi örgütlenme döneminde Mustafa Kemal’in işini de kolaylaştırmıştır.
5-Mustafa Kemal bölge dışından olduğu için ilk anda Erzurum Kongresine alınmak istenmedi. Kongreden Kazım Bey ve Cevat Dursun’un istifa etmesi sonucunda Mustafa Kemal ve Rauf Orbay kongreye alındı.
6-Kongreye 56 delege katıldı. İstanbul’un baskıları sonucunda Elazığ valisi Ali Galip Elazığ, Mardin ve Diyarbakır delegelerinin kongreye katılmasını engelledi.
BALIKESİR KONGRESİ (26-31 TEMMUZ 1919)
Balıkesir Kongresi Yunanlılara karşı Batı Anadolu’nun bütünlüğü için; Redd-i İlhak Cemiyetinin çalışmaları sonucunda Hacim Muhittin başkanlığında toplanmıştır.
Alınan Kararlar:
1-Yunanlılara karşı kuva-yı milliyenin güçlendirileceği kararlaştırıldı.
2-Batı Anadolu’daki güçlerin birleştirileceği kararlaştırıldı.
3-Seferberlik ilan edildi.
4-Padişaha bağlılık bildirildi.
Balıkesir Kongresi Amasya Genelgesinin bağımsızlık yönünü kabul etmiştir. Batı Anadolu örgütlenmeye çalışılmıştır.
ALAŞEHİR KONGRESİ (16-25 AĞUSTOS 1919)
Batı Anadolu’nun Yunanlılara karşı bütünlüğünün korunması için Redd-i İlhak Cemiyetinin çalışmaları sonucunda Hacim Muhittin başkanlığında toplanmıştır.
Alınan Kararlar:
1-Erzurum ve Balıkesir Kongresinin kararları görüşüldü
2-Milli mücadeleyi destekleme kararı alındı
3-Yunanlılarla savaşma kararı alındı
4-Gerektiğinde büyük devletlerin yardımının alınabileceği vurgulandı
SİVAS KONGRESİ
|